SEÇKİN ALIM – HAVADA BULUT
Derbi ve Kupa hezimetlerinden sonra Erol Hoca’nın pozisyonu iyice zora girdi. Hava bulutlu… Hani o bildik tabir misali… “Havada bulut sen bu işi unut.”
Her iki maçtaki oyun ve oyuncu tercihleri çok tenkit aldı. Misal, Karacabey maçında Altay’ı riske edip, çeyrek finalde Harun ile başlamak! Dağınık Sinan Gümüş de ısrar ederken, kadronun en golcü ismi Thiam’ı az kullanmak! Örnekler çoğaltılabilir. Fakat sonuç tıpkı.
Fenerbahçe topa az sahip oluyor, edilgen ve ağır oynuyor, taraftarına itimat vermiyor. Pekala, son on lig maçında sekiz galibiyet, bir hezimet alan grubun teknik yöneticisi uzunluk amacı olur mu? O ekibin ismi Fenerbahçe ise bal üzere olur. Birkaç hafta evvel yazdım. Fenerbahçe bu türlü top oy-na-ya-maz!
Bu oyun maç kurtarır lakin dönemi güç kurtarır. Yirmi iki transfer yapan grubun şampiyon olmak ya da en azından “şampiyon üzere oynamak” mecburiliği vardır. Fenerbahçe’de işler bu türlü yürür. Nokta!
MESUT OYNAR
Fenerbahçe açısından Mesut Özil’in durumu bir öteki tartışma konusu oldu. “Mesut hazır değil”, “Mesut niçin oynuyor?”, “Mesut refüze ediliyor” kelamları aldı başını yürüdü. Boş laf! Mesut hazır hale gelmek zorunda. Bu da oynayarak olur, kenarda bekleyerek değil.
Mesut’un fizik olarak eksiği var. Fakat en iyi idman maçtır. Mesut’un maç ritmi kazanması, ekibin ona, onun gruba ahenk göstermesi koşul. Fenerbahçe alana çıkarken evvel üç ismi yazacak Erol Hoca: Altay, Gustavo ve Mesut.
Hasebiyle Mesut oynatılarak refüze edilecek bir futbolcu değildir. Mesut oynayacak. Oynayacak ki, hazır olacak. Hazır olacak ki Fenerbahçe kazansın.
Fotomac
