UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Çeşidi çabasında Hırvat takımı Hajduk Split ile karşılaşacak olan Galatasaray’da, teknik yönetici Fatih Terim müsabaka öncesi açıklamalarda bulundu.
İşte Fatih Terim’in açıklamalarından satır başları;
Pandemi öncesi ve pandemi sonrası çok farklı iki ekip olduk. Buradaki anahtar söz devre ortası, ocak ayı. Birinci kere geçen yıl daima bir arada hazırlık periyodu geçirdik.
Dönem başı transfer durumu muhakkak olmayıp, birtakım oyunculara Afrika ve Güney Amerikası turnuvaları sonrası 10-12 oyuncuyu Avusturya’ya götürememiştik. Fizik ve ekip oyunu olarak bir ortada bulunamayıp birinci yarıyı tehdit oluşturmadan bitirdiğimiz çok maç oldu.
KAZANAN FUTBOL MODELİ İÇİN ÇOK UĞRAŞTIM
Hayatım boyunca kazanan futbol modelini ülkeye getirmek için çok uğraştım. Kazanan futbol modelini oynayan bir adam için kabul edilebilir değildi koşullar. Ocak ayını işaret etmiştik ve oynadığımız oyun, aldığımız sonuçlar ve tüm istatisiklerde 1. yahut birinci 3’teydik.
Pandemi sonrası ülkü oyunumuza tekrar kavuşamadık lakin orta sonrası oynadığımız birinci oyunda yapılanlar bizi etkiledi. 15-20 saniye ofsaytın oynatılması, Muslera’nın ayağının kırılması, üstüne Andone’nin ayağının kırılması. Altından kalkamadık o sürecin.
8-10 maçlık seriyi o periyot sürdüremedik. Bu türlü bir özet yapabilirim fakat. Ondan sonra çok da kolay değildi esasen. Puanların çok çabuk açıldığı ve ağır darbeler aldığınız ortamda çok kolay değildi.
Çok uzun vakittir gelecekle, futbolumuzla ve Galatasaray’la ilgili konuşmak istiyorum. beIN Sports’ta vardı bu türlü bir program lakin yapamadık, iptal ettik, bendeydi kabahat. En azından Galatasaraylılara konuşmak istiyorum tarihe not düşmek için.
Husus, transfer yapma ihtimalimizin çok sıkıntı olması. Zati satmadan alamazsın diye başladık. Aldığımızdan fazla satmışız, alım-satımda kara geçmişiz, kupa almışız, şampiyon olmuşuz. Kulübümüzün bunun altından kalkabilmesi için birçok elementin bir ortaya gelmesi lazım.
Olmadığı vakit almak sıkıntı, vaktinde almak daha da sıkıntı. Herkes niçin orta saha yok, niçin o yok diyor. Halledemiyoruz, halledemedik. Biz Galatasaray’da bu türlü yetiştik, bir refleksimiz olmalıdır. Takımımız neyse onunla en iyi yerleri isteriz.
HİÇ KOLAY DEĞİL
Şunu herkes bilmelidir ki büyük transferler, yüksek sayılar, hiç kolay değil. Bunu Galatasaray Teknik Yöneticisi olarak söylüyorum lakin aşağı üst Türkiye’deki çok kulübün bu durumda olduğunu düşünüyorum.
Idarelerin de işi sıkıntı. Almazsanız niçin almadınız, alırsanız niçin almadınız diye kaidelere maruzlar lakin bunların hiçbiri tahlil değil. Ekime kadar alabileceğimiz ne varsa hepsini alırız biz yeniden.
Ben bu işin çok da kolay düzeleceğine inanmıyorum. Ne kadar geliriniz olursa olsun bu masraflarla yahut borçlarla işin doğrusunu yahut istediğiniz vakit istediğinizi yapmanız güç.
Avrupa’yla makas açıldı diye birçok kere üstüne basa basa bu yüzden söylüyorum. Burada konuşulan sayıların Avrupa’da konuşulduğu yok.
Ben de konuşmak istiyorum. Doğruların en doğrusunu anlatmak lazım, herkesin bilme hakkı var. Güya var da almıyoruz yahut niçin ayarlamadınız üzere bir sürü şey var.
Artık öteki şeyleri konuşmalıyız. Borçların ödenmesinin ve bitmesinin rasyonel olmadığı bir ortamdayız. Onu da divanda yahut öbür bir yerde söyleyeceğim.
Elimizdeki takımın fizik kalitesini ve oyun profillerini gerçek tahlil ettiğimize inanıyorum. Bu türlü bir hazırlık devresi düşündük. Pandemi olmasaydı da kampa yurt dışına gitmeyecektik bu sene.
Sabah buluştuk, egzersizlerimizi, çalışmalarımızı yaptık, akşam da konutlarına yolladık herkesi. Daha iyi oldu. Onları dört dörtlük tahlil ettik lakin onlar da dört dörtlük çalıştılar.
Ne ben ne grup arkadaşlarım ne de oyuncularımız bir iki maç kazanmayla havaya girilmeyeceğini biliyoruz. Lakin bulunulan pozisyonun da takdir edilmesini isteriz.
Takım derinliği, transferler, Abdurrahim Bey’in gelen de giden de olur açıklaması gerçek. Burada 4 sefer toplandık. Ben listemi tahtaya yazdım. Ondan sonra herkes bildi o listeyi aslında. Yapmak istediklerimi anlattım.
İşin ekonomik boyutuyla ilgili de brifing verdim. Idaremiz bana yeni bütçe sayısının geçmişe oranla düşmesi gerektiğini, bunun mecburilik olduğunu söz etti. Ben de çok doğal nasıl isterseniz o denli olsun dedim, hiç itiraz etmedim.
TRANSFER ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR
Geçmişten de transferle ilgili çalışmalarımız vardı. Hala devam ediyor. Maalesef satma sürecinde başarılı olamayınca, almada da başarılı olamadık doğal olarak.
1 sene evvelce Omar’la ilgili tasarrufumuz vardı. Arkadaşlarımız onu hoş hallettiler. O da kelamında duran bir oyuncuymuş, hiçbir düşünce çıkarmadan gelip attı imzasını.
Alınacak da satılacak da olabilir hala. Öbür bir teklifim oldu benim, mümkünse kiralık oyunculardan uzaklaşalım dedik. Alabileceksek alalım, mümkünse dedim natürel. Kiralığımız çok az şu an, 1 tane görünüyor.
Futbol dinamik bir oyun, bugün istediğinizi yarın alamayabilirsiniz. Bugün çok iyi olan birini yarın alabilirsiniz. Şu bir gerçek ki, Galatasaray artık bundan sonra yüksek sayılarla oyuncu alacak bir durumda değil.
Alıp yetiştirip büyük sayılara satabilirsek ve amaçlara ulaşabilirsek büyük bir iş yapılmış olur. Altyapıya başka bir ihtimam bir itina göstermeliyiz. €11M’a satılan Ozan’ın antrenörlerinin maaşı çok düşük. Öz kaynak diyoruz lakin dört dörtlük olmalı öz kaynağımız.
Ben işin en önünde olmak zorundayım. Koşullar ne olursa olsun biz Galatasaraylı olarak mevcut her şeyde olmak isteyen, hatta tezli olmak ve kazanmak isteyen bir topluluğuz ve kadroyuz.
Ben de beşerim. Kederlerim, sorunlarım, sevinçlerim, hepsi oluyor. Misyonunu inanılmaz özveriyle yapmaktan memnun olan bir beşerim. Yapamadığım vakit üzülürüm. Üzülüyorsam bir şeyler olmamıştır, yapamamışızdır yahut kaybetmişizdir.
Vakit zaman ufak tefek yükselmeler olur, bunlar hayat içerisinde var. Benim beden dilim dışarıya nasıl geçiyor bilmiyorum ancak böyleyim.
Doğal ki değer veriyorum Avrupa Ligi’ne. Kıymet vermez olur muyum? Ben Avrupa ve dünya ile oynanacak maça her vakit daha fazla değer veririm. Burada nasıl olsa oynarız.
Fikstür o denli denk geldi ki bunda bizim de hissemiz var, direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya alışmıştık. Hem kazanmak isteyip hem bir sonraki hamleyi düşünür teknik adamlar.
Hem seyahat eden hem oynayan arkadaşların iyi randımanlı olmaları için dinlenmeleri gerekiyor. Çıkaracağım ekip ne Neftçi ne Gaziantep ne de Başakşehir maçındaki ile tıpkı olacak, gerçek harmanlamamız lazım. Önemsemiyor sonucu çıkmasın, çok önemsiyorum.
İş gücünü düşürmesi planlanan bir takım da çıkabilir ancak burayı geçip dışarıda oynayacağız esasen lakin orada da kümeleri arayacağız, buna emin olabilirsiniz.
Benim için yarınki maç çok daha kıymetli. Bugünden o günkü maç(derbi) için konuşmam gerçek değil.
Toplumsal medyaya nazaran hareket edemem. Tıpkı çatı altında olup birebir fikirde olmamız gerekmez. Ben birebir fikirde değilim, olmak zorunda da değilim.” (Derbinin hakemi ile ilgili)
Yeri ve vakti var, ne söylenecekse ve sorulacaksa hepsini dinleriz, cevaplarız. Abdurrahim Beyefendi beyaz sayfa demiş fakat birebir fikirde olmak zorunda değilim.
Geçen sene az da olsa canımız yandı bu bahislerden, hakeme itiraz için diyorum. İtirazdan yarar yok, ne olursa olsun hakemin kararının çok büyük kısmının VAR’la da teyit edildiği anlatıldı oyuncularımıza. Artık itiraz etmiyorlar, bunu gerçek buldular.
Oyuncuların daima, yalnızca futbola ve işine odaklanmış olmalarından çok mutluyum şu an.
Galatasaray’ın taraftarsız oynamaya alışması mümkün değil. Düşünsenize Başakşehir ve Neftçi’den şu sonuçla dönmüşüz. Yarın Ali Sami Yen’i düşünsenize.
İkisi de golcü, bir tanesi bizde gol hükümdarı olmuş, başkası gol sayısını artırmak için geçen sene gelmiş, biraz sakatlıklarla muzdarip olmuş. İkisi de fizik olarak iyi olursa her türlü pozisyonda oynatırız.
Hayat sizi farklı pozisyonlara çağırabilir. A planı yerine B planına geçebilirsiniz. Burada bir maçta denedim, antrenmanlarda bazen tek yaparken iki forvet de çalışıyoruz. Bunu ben de özlüyorum, ona nazaran çalışmalarımızı yaparız.
Uygun gidiyorlar şimdilik. İnşallah daima de o denli sarfiyatlar. Atak oyuncularımız bizim için değerli olağan ki.
Fotomac