Araç Kumandanı | OZAN ZEYBEK
Yılın son lig haftası temposu ve çekişmesi yüksek maçlara şahit oldu. Kalite manasında derbi maçını yalnız bırakmayan karşılaşmalar izledik. Antep-Alanya, Başakşehir- Kasımpaşa, G.Birliği-Kayseri ve Beşiktaş-Sivas maçlarında hem aksiyon hem de heyecan doruktaydı.
Sağlam adımlarla ilerlemeye çalışan Galatasaray, sakin ve göz dolduran bir formda Trabzonspor’u yendi. Oyun içi önderi Arda ve arkadaşlarının bütünleşmesi yeni yıla önde girmelerini sağladı.
Galatasaray kusursuza yakın bir oyun sergiledi. Dönem başı teknik adam tercihi ve yanlış transferler Trabzonspor’da gidişatın sıkıntı olacağını bir defa daha hissettirdi. Son iki yıl kalitesi yüksek yabancı oyuncu transferleri yapan arama-tarama takımı, bu yıl transferlerde sınıfta kaldı. İsim vererek rencide etmek istemiyorum lakin bu biçim oyuncular Trabzon kentinde semt grupların da bile var. Avcı’dan faydalanabilmek için en az beş tane hazır oyuncu lazım.
Döneme başlarken takımın yetersiz kalacağını söylüyorduk. Sergen Yalçın oyuncularının hepsinden tam randıman alınca, kendi içinde takım derinliği bile oluşturdu. Mesela son maçta Josef ve Aboubakar’sız işlerinin sıkıntı olacağını düşünüyordum.
İki oyuncunun da yokluğu hissedilmedi bile. Elimizde bir takım terazisi olsa; tahminen de en ağır basacak kulüp Fenerbahçe iken, teknik adam farkı, Galatasaray ve Beşiktaş’ı ön plana çıkardı.
Reytingte Sumudica Fenerbahçe’nin hocasının önüne geçti. Alman ekolünden geliyor dendi; ben şu ana kadar en ufak bir Alman futbolu izi göremedim. Çok yabancı lisan biliyor dendi; aklıma emekli tercüman Samet geldi.
Teknik adamın çok lisan bilmesi değil; futbolun lisanını, dahası oyuncunun lisanını bilmesi lazım. Bunu da göremedim. Elinde üç-dört farklı oyun formatının olduğunu söyledi; şimdi birini dahi net izlemedik, bırakın üçü-dördü…
Rakiplere bakın! Sumudica’nın sistemi nasıl? Aksamadan işliyor. Oyuncularının gönlünde taht kurmuş.
Sergen Hoca rakibe nazaran sistem ve oyuncu değiştiriyor. Mesela Sivas maçına farklı bir taktikle başladı. Evvelki maçlarda önde basan, topu kendinde tutmaya çalışan ve çabuk oynayan bir Beşiktaş vardı. Ancak son maçta topu evvel Sivas ekibine verdi.
Fatih Terim kenarda da olsa tribünden de izlese gölgesini hissettirdi. Fenerbahçe’de ise hem oyun hem de oyuncu diyaloğu üzerinde birçok soru işareti var.
Enseyi karartmadan tez ediyorum; F.Bahçe bu takım ile şampiyon olur ancak bu teknik adamla olamaz. Fenerbahçe’ye başkan lazım, kumandan lazım diyorlar. Tamam lazım kardeşim de; cephe kumandanı lazım, araç kumandanı değil…
Fotomac